Işıl Şimşek

Işıl Şimşek’in heykelleri, elindeki malzeme ile birlikte çıktığı bir keşif yolculuğunun sonucunda şekilleniyor. Sanatçı, ilk bakışta işlerin verdiği izlenimin aksine, bir desen veya fikirle değil; tamamen malzemenin ve kendi hayal gücünün sınırlarını zorlama isteğiyle yola koyuluyor. Nereye varacağına yalnızca “tamam” hissettiği zaman karar vereceği bu seyahatte kendisine çelik, ahşap, bakır, alüminyum gibi gündelik malzemeler eşlik ediyor. Ortaya çıkan telden desenler, izleyiciyi kimi zaman dokunarak kimi zaman yalnızca gözlemleyerek etkileşime geçmeye davet eden bilinç katmanları arasında birer seyir defteri olarak karşımıza çıkıyor.

Işıl Şimşek’s sculptures are shaped as a result of a journey of discovery with the material in hand. The artist, contrary to the impression given by the works at first glance, does not set off from a pattern or idea; her premise is a desire to push the limits of the material and her own imagination. On this trip, where she will decide where to arrive only when she feels “there”, she is accompanied by everyday materials such as steel, wood, copper and aluminum. The resulting wire patterns appear as a logbook among the layers of consciousness that invite the viewer to interact sometimes by touching and sometimes by just observing.

Wire 7, Alüminyum, Çelik / Aluminum, Steel, 60 x 60 x 24 cm, 2022